Ekol, Lojistik 4.0 stratejisiyle sektörüne örnek oluyor
Ekol AR-GE Direktörü Erdem Özsalih, AR-GE ve Lojistik 4.0’da Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Ekol’ün gelecek stratejilerini anlattı.
Lojistik, 4.0’dan tam olarak kast ettiğiniz nedir?
Endüstri 4.0 yolculuğuna çıkmış, dönüşümü yaşamak isteyen, üretim süreçlerini buna adapte etmek isteyen şirketlerin iş ortağı olarak her şeyden önce onlarla aynı seviyeye, aynı platforma gelmemiz gerekiyor. Lojistik 4.0 ile ilk kastettiğimiz şey biraz bu. Lojistik sektörünün Endüstri 4.0’a adapte olması, kendini buna hazırlaması. Aynı zamanda Endüstri 4.0 ile anlatılan teknolojilerin, yeniliklerin, konseptlerin lojistik sektörüne uyarlanması şeklinde özetleyebiliriz.
Karayolu taşımacılığında araçların değişiminden söz ettiniz. Sektör lojistik 4.0’a doğru evrilirken gümrüklerde durum nedir? Gümrükler bu dönüşüme hazır mı?
Aslında gümrüklerde bugünün teknolojileri bile bize çok fazla fırsat veriyor. Bunları tam anlamıyla değerlendirebilmiş değiliz. Ülkemizdeki kurallar biraz bunu engelliyor. Gümrük kapsamında ticaret yaptığımız diğer ülkelerde de benzer şartlar bulunuyor. Çok ileri teknoloji olmadan da gümrüklerde yapılabilecek çok fazla gelişme var.
Örneğin; devletin kurduğu, gümrük müdürlüklerini birbirine entegre eden çok güzel bir altyapı mevcut. Gümrük müdürlüklerinin herhangi birinden işlem yaparken oradaki gümrük memurları, diğer gümrük müdürlüklerinde yapılan işlemlere rahatlıkla ulaşabiliyorlar.Fakat lojistik sektörü çok ısrarcı olmasına rağmen hala bu konuda bir yasal düzenleme yapılamadı. İhracatçının, ithalatçının gümrük işlemini yaptığı gümrük müdürlüğü hangisiyse lojistik şirketinin de gidip o gümrük müdürlüğünde araç tescilini yaptırması gerekiyor şeklinde kurallar var.
Dolayısıyla daha fazla teknolojiyi, Endüstri 4.0’ı konuşmadan bugününaltyapısında, yasal düzenlemelerle birlikte gümrüklerde verimliliğiartıracak ve süreçlerin çağın hızına yetişmesini sağlayacak dönüşüm mümkün.
İşlenmiş verinin bilgiye dönüşmesinin öneminden bahsettiniz. Peki, elde edilen verinin ekonomiye dönüştürülmesi için nasıl bir potansiyel var?
Önemsediğimiz bir konu. Bununla ilgili altyapımız, çalışmamız var. Genelde lojistik maliyetler boş hareketler, araçların gittiği yerlerden geri yük bulamaması gibi konulardan dolayı artıyor.Odaklanılması gereken noktalardan birisi bu. Çok farklı sektörlerden, çok farklı şirketlerin birbirini dengeleyecek taşıma trafikleri olduğunu gözlemliyoruz. Bu anlamda eğer şeffaf bir veri paylaşımı olur, bunlar iyi bir şekilde analiz edilirse hem yurt içinde hem Türkiye ile yurt dışındaki ihracat- ithalat destinasyonları arasındaki trafikte boş ve verimsiz hareketleri elemine edebilecek kazan-kazan iş birlikleri yaratılabilir.
Bu yapılması genelde zor bir iş.Otomotiv sektöründen bir şirketin FMCG şirketiyle birlikte verilerini bir araya getirip, analiz edip “Bu noktaya benim gidiş yüküm var, benim dönüş yüküm var. Birlikte düşünelim, ortak bir proje yürütelim, maliyetlerimiziaşağı çekelim” gibi bir çalışmayı kolay yaptığımızı söyleyemem. Verinin belki de ilk sağlayacağı çok somut, net kazanımlardan birisi bu tür fırsatların yakalanması olacaktır.
Her şirket kendi AR-GE’sininasıl oluşturur? KOBİ’ler açısından baktığınızda durum nedir?
Çok zor değil yalnız şöyle bir yanlış anlaşılma olmasın. AR-GE bir süreç. İnovatif olmak, farklı bakabilmek… Fakat bir yandan da doğal hayatın akışı içerisinde yapılamayacak kadar da ayrı ve kaliteli zaman, enerji ve bütçe ayrılması gereken bir konu. Bazen konu çok abartılıyor “AR-GE yapabilmem için büyük ekipler kurmam, ciddi kaynaklar, bütçeler ayırmam gerekiyor” diye düşünülebiliyor. Bu tek başına yeterli değil veya olmazsa olmaz bir konu değil. Bir taraftan da kaynaklar ayrıldığı zaman şirket veya kurum “Hemen inovatif olacak, yenilikler keşfedilecek” diye varsayılıyor. Bu da tek başına mümkün değil. Çünkü şirket içerisinde bu kültürü, süreci şirket kimyasındaki akışı iyi dizayn edip oturtmak da gerekiyor. Çok fazla dışarıdan kaynak girdisi olmadan birazcık süreç farklılığıyla, bakış açısını o yöne kaydırarak, normal işleyişin dışında zaman ve enerji ayırarak KOBİ’lerimizde çok rahatlıkla Ar-GE merkezine dönüşebilir.